30 Ekim 2016 Pazar

Merhaba, Kimim ben?


İlk blog yazımla karşınızda bulunmaktayım, herkese merhaba!
Başlıkta ki soruyu fark ettiniz mi? Kimim ben?
Bir kitapta ya da filmde, devamlı olarak karşıma çıkan bir sorudan doğan soru, 'Sen kimsin?' sorusundan, 'Kimim ben?' sorusuna uzanıyor.
Kimim ben?
Tek söyleyeceğim var, devamlı olarak da bunu söyleyeceğim.
Karmaşıklığı kadar kusursuz şekilde işleyen evrenin içinde, kum tanesi kadar bir varlık.
Beni bir kum tanesi olarak görün, rüzgarla savrulup dalgalara karışan. Bazen bir kumsalda güneşle ısınan, bazen dalgalarla denizin derinliklerine inen. 
Sadece bir kum tanesi.
Ne mi yapacağım? Hiç bilmiyorum ama hep yaptığım şeyi yapacağım sanırım. Sevecek daha çok şey bulmak ve sevdiğim şeylerle vakit geçirmek... Kitaplar, filmler, belki bazen kendi yazılarım, bazen de çok ilgimi çeken şeyler. Kim olduğum ne yaptığımdan önemli değil. Yapacak güzel bir şeyler bulup, kum tanelerinden emanet aldığımız dünyayı daha da güzelleştirerek kum tanelerine emanet etmemiz gerektiğini biliyorum, elimden geldiğince de bunu yapacağım.

Tanrıça Calypso'nun sürgün edildiği ada da ne yaptığı bilinmediği gibi, benimde burada ne yapacağım şimdilik pek belli değil. Ama burası benim için bir sürgünde değil.

Kendinize cici bakın! Çao!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder